Tavşan Masalı: Minik Tavşanın Maceraları

Eklenme Tarihi: – Yazar: Mine Kaya – Kategorisi: Masal Oku

Bir zamanlar yemyeşil ormanların kıyısında, kocaman bir çilek tarlasının hemen yanında, Minik adında sevimli, bembeyaz bir tavşan yaşardı. Minik Tavşan'ın kulakları kocamandı ama kendisi utangaç ve sessizdi. Ormanın diğer hayvanları ne zaman bir araya gelse, Minik hep kenarda durur, gülümser ama konuşmazdı.

Bir sabah Minik, yuvasından çıkarken gökyüzü masmavi, kuşlar cıvıltılı, hava ise tertemizdi. Ancak Minik'in kalbinde bir sıkıntı vardı. Ne olduğunu bilmiyordu ama içinde bir şeyler eksikti.

“Acaba neden bu kadar yalnız hissediyorum?” diye düşündü.

Tarlanın kenarında çilek toplarken en iyi arkadaşı Serçin yanına geldi.

“Günaydın Minik! Bugün ne kadar sessizsin yine.”

“Günaydın Serçin… İçimde bir boşluk var sanki. Sanki… bir parçam eksik gibi.”

Serçin kafasını yana eğdi, sonra birden kanatlarını çırptı.

“O zaman senin bir kalp yolculuğuna çıkman gerekiyor!”

“Kalp yolculuğu mu?”

“Evet! Büyük büyükannem derdi ki, kalbinin sesini duymazsan gerçek mutluluğu bulamazsın. Belki sen de kalbini dinlemeyi öğrenmelisin.”

Minik, bu öneriyi düşündü. Belki de bu eksiklik, kendini tanımadığındandı. Bir karar verdi.

“Tamam! Kalbimi bulmak için bir yolculuğa çıkacağım!”

Ertesi sabah, yanına birkaç havuç, bir şişe su ve yumuşacık bir battaniye aldı. Annesi biraz endişeliydi ama Minik kararlıydı.

“Anne, kalbimi dinlemeyi öğrenmek istiyorum. Döndüğümde daha cesur ve mutlu olacağım.”

“Peki evladım... Ama unutma, gerçek cesaret korkarken bile yürümeye devam etmektir.”

Minik, ormanın derinliklerine doğru yürümeye başladı. İlk durağı, nehir kenarındaki yaşlı Kaplumbağa'nın evi oldu.

“Merhaba Bay Kaplumbağa, kalbimi bulmak için yoldayım. Biliyor musunuz, içimde eksik bir şey var.”

Yaşlı Kaplumbağa yavaşça gözlüğünü düzeltti.

“Ah evladım… Kalbin bazen konuşur ama biz onu duymayız. Gözlerini kapat. Sessizce otur. Ne duyuyorsun?”

Minik, gözlerini kapattı. Kuş seslerini, rüzgârı, kalp atışlarını… ama en çok hissettiği şey yalnızlıktı.

“Yalnızlık…” diye fısıldadı.

Kaplumbağa başını salladı.

“İşte şimdi başlıyoruz. Kalbinin seni götürdüğü yere git. Belki de arkadaşlık seni bekliyordur.”

Minik tekrar yola koyuldu. Derin bir ormana vardığında gece olmuştu. Ağaçların gölgeleri korkutucuydu ama Minik annesinin sözlerini hatırladı: “Gerçek cesaret, korkarken bile yürümeye devam etmektir.”

Küçük bir mağaraya sığındı. İçeride ağlamakta olan bir ses duydu.

“Kim var orada?” diye sordu Minik.

“B-benim… Tavşan mısın sen?”

Minik yaklaşınca küçük bir kirpi gördü. Tüyleri karışmış, gözleri doluydu.

“Adım Kirpican. Yolu kaybettim… çok korkuyorum.”

Minik hemen battaniyesini çıkardı ve Kirpican'a sarıldı.

“Korkma, ben de yalnızdım. Ama şimdi birlikteyiz.”

Kirpican şaşırmıştı.

“Gerçekten mi? Korkmadın mı benim dikenlerimden?”

“Hayır. Çünkü senin kalbinin yumuşak olduğunu hissedebiliyorum.”

O gece ikisi yıldızlara bakarak sohbet ettiler. Kirpican, terk edilmişti ama ilk kez biri onunla dostça konuşuyordu.

Ertesi sabah Minik, Kirpican'la birlikte yola devam etmeye karar verdi. İlerledikçe yolda başka hayvanlar da onlara katıldı: şarkı söyleyen bir sincap, utangaç bir baykuş ve dans etmeyi seven bir kaplumbağa.

Minik artık kalbinde bir sıcaklık hissediyordu. Eksik parçası yavaş yavaş tamamlanıyordu.

Bir gece, kamp ateşi etrafında otururken Kirpican sordu:

“Minik, hâlâ kalbini arıyor musun?”

Minik gözlerini gökyüzüne dikti. İçinde bir huzur vardı.

“Hayır… Çünkü sanırım buldum.”

“Nerede buldun?” diye sordu sincap merakla.

Minik gülümsedi.

“Dostlukta. Cesarette. Paylaşmakta. İçten gelen gülümsemelerde… Kalbimi ararken arkadaşlarımı buldum. Ve kendimi.”

Tüm hayvanlar alkışladı. O an hepsi anladı: Kalp yolculuğu, aslında birlikte yürüdüğün yoldur.

Minik Tavşan ve arkadaşları, ormanın içinde minik bir köy kurdular. Herkesin mutlu olduğu, paylaşmayı öğrendiği ve asla yalnız kalmadığı bir yer.

Yıllar sonra bile, ormandan geçenler bir tabela görür:

“Kalbini arıyorsan, doğru yerdesin.”

Ve bir taşın üzerine kazınmış şu söz:

“Korkma, yola çık. Çünkü bazen en güzel yolculuk, kalbine olandır.”

Bu yazıyı paylaşabilirsin:

Diğer İçeriklerimiz

Disney Moana Masalı

Okyanus sakin, güneş pırıl pırıl parlıyordu. Moana, Motunui Adası’ndaki evinden sabah erken kalkmış, kıyıya inmişti. Ruhunda her zaman olduğu gibi bir merak,…

Transformers Masalı

Bir zamanlar, gökyüzünün en derin noktalarında parlayan, küçük ama güçlü bir yıldız vardı. Bu yıldızın adı Parıltı idi. Parıltı, yıldız tozundan yapılmış…

Ördek Masalı

Uzak diyarlarda, yemyeşil çayırlarla kaplı, gökyüzü her zaman mavi olan bir krallık vardı. Bu krallığın ortasında, ışıl ışıl parlayan bir göl yer…

Robot Masalı

Bir zamanlar, uzak bir gezegende, teknolojik bir şehir olan Mekatronya’da yaşayan küçük bir robot vardı. Adı Lumo’ydu. Diğer robotlar gibi çelikten yapılmıştı,…

Peri Kızı Masalı

Bir zamanlar, Gümüşova Ormanı’nın en derin yerinde, çiçeklerin konuştuğu, kelebeklerin şarkı söylediği büyülü bir vadi varmış. Bu vadide, insanlarca hiç bilinmeyen, minicik…

Havuz Masalı

Uzakların da ötesinde, Yıldıztepesi adında küçücük ama bir o kadar da renkli bir köy varmış. Bu köyün en büyük özelliği, her şeyin…