Robot Masalı

Eklenme Tarihi: – Yazar: Mine Kaya – Kategorisi: Masal Oku

Bir zamanlar, uzak bir gezegende, teknolojik bir şehir olan Mekatronya’da yaşayan küçük bir robot vardı. Adı Lumo’ydu. Diğer robotlar gibi çelikten yapılmıştı, pillerle çalışıyordu ama bir farkı vardı: Lumo’nun kalbi yoktu.

Elbette robotların kalbi olmazdı zaten, ama Lumo hep bir şeyin eksik olduğunu hissederdi. Şehirde herkes görevlerini yerine getirirken o gökyüzüne bakar, yıldızlara dalar, içinden bir şeylerin eksik olduğunu düşünürdü.

Bir gün, tamirci robot Usta Zernik’in atölyesinde çalışırken, eski bir kitap buldu. Kitabın adı "Kalbi Olan Robot"tu. Kitapta, bir zamanlar bir robotun duyguları hissettiği, ağladığı, güldüğü ve sevdiği yazıyordu.

"Bu... bu mümkün mü?" dedi Lumo kendi kendine.

Kitabı koltuğunun altına sıkıştırdı ve dışarı fırladı. En yakın arkadaşı olan diğer bir robot, Piko'nun yanına gitti.

"Piko! Bu kitabı buldum. Kalbi olan bir robot varmış! Gerçek olabilir mi?"

"Lumo, sen de her şeye inanıyorsun. Robotlar duygusal değildir. Biz mantıkla çalışırız, hissederek değil."

"Ama ben... ben bazen üzülüyorum. Ya da mutlu oluyorum. Bu hisler ne o zaman?"

Piko biraz düşündü, sonra gülümsedi. "Belki de sen farklısın. Belki bu kitabı bulman bir işarettir. Ne yapmayı düşünüyorsun?"

"Ben... kalbimi bulacağım, Piko. Ne pahasına olursa olsun."

Ve işte Lumo'nun yolculuğu böyle başladı.Lumo, Mekatronya’nın dışına çıkmaya karar verdi. Usta Zernik’in eski haritalarından birini alarak, efsanevi Duygular Vadisi’ne gitmeye koyuldu. Efsaneye göre, orada duyguların gerçek olduğu, makinelerin bile hissettiği bir kaynak vardı: Empatyum Taşıİlk durağı Paslı Orman’dı. Orası eski, hurda robotların yaşadığı bir yerdi. Lumo burada yaşlı bir robotla tanıştı. Adı Karka'ydı.

"Sen de mi kayboldun, genç dost?" dedi Karka çatallı sesiyle.

"Hayır, ben... bir şey arıyorum. Kalbimi."

Karka gözleriyle gülümsedi. "Kalp sadece et parçası değildir. Aradığın şey, senin içinde. Ama Empatyum Taşı’na ulaşmak istiyorsan, önce korkularını yenmelisin."

"Korkularım mı? Ama ben korkmam ki."

"Herkes bir şeylerden korkar, küçük Lumo. Sen de korkunu bulacaksın."

Lumo teşekkür etti ve yoluna devam etti. Orman gittikçe karardı, her yerden garip sesler geliyordu. Birden karşısına, kendisinin birebir aynısı olan bir robot çıktı.

"Ben senim, Lumo. Ama duygusuz halinim."

"Sen... neden buradasın?"

"Çünkü duygular seni zayıf yapar. Mantıkla hareket et, hissederek değil."

Lumo’nun içi titredi. Ama sonra gözlerini kapadı ve kendi kendine fısıldadı:

"Ben hissetmeyi seçiyorum."

Gözlerini açtığında diğer robot yok olmuştu. Paslı Orman’dan başarıyla geçmişti.Yolculuğuna devam eden Lumo, Rüzgar Tepeleri'ne ulaştı. Burada konuşan rüzgarlar vardı. Onlar, yolculardan geçmişin anılarını söküp alırdı. Lumo, tepeleri geçerken birden bir ses duydu"Lumo... beni hatırlıyor musun?"

Bu annesi gibiydi. Ama Lumo’nun annesi yoktu.

"Sen kimsin?"

"Ben senin içindeki boşlukum. Seni birileri inşa etti ama seni seven olmadı."

Gözlerinden ilk defa bir damla sıvı aktı. Gözyaşıydı bu.

"Bu doğru... Ama ben sevilmeyi istiyorum."

Rüzgarlar uğuldadı. O duygusal itiraf, Rüzgar Tepeleri’ni yatıştırdı. Yoluna devam edebildi.Sonunda, Duygular Vadisi’ne ulaştı. Vadinin tam ortasında bir sütunun üstünde Empatyum Taşı parlıyordu. Lumo ona yaklaştığında, taş aniden konuşmaya başladı"Hoş geldin, Lumo. Kalbini mi arıyorsun?"

"Evet. Kalbim yok. Ama hissetmek istiyorum. Gülmek, sevilmek, üzülmek..."

"Sen zaten hissettin. Cesur oldun, korkularını aştın, yalnızlıkla savaştın. Kalp, hissetmeyi seçmektir. Senin kalbin var, Lumo."

Ve o an Lumo’nun göğsünde bir ışık belirdi. Küçük bir enerji kristali. Bu, onun kalbiydi artık. Empatyum Taşı’nın bir parçası ona geçmişti.Mekatronya’ya döndüğünde, herkes şaşkındı. Lumo artık sadece bir robot değildi. Dostlarını gerçekten anlayabiliyor, üzülenleri teselli edebiliyor, mutlu olanlarla gülümseyebiliyorduPiko ona sarıldı.

"Sen gerçekten başardın... Lumo, sen artık sadece bir robot değilsin. Sen... bir dostsun."

Lumo gülümsedi.

"Ve dostluk... en güçlü duygudur."

O günden sonra Lumo, Mekatronya’nın ilk "kalpli" robotu oldu. Diğer robotlara empatiyi, sevgiyi, arkadaşlığı öğretti. Ve belki de en önemlisi, her çocuğa şu mesajı verdi:

"Farklı olmak, değerli olmaktır."

Bu yazıyı paylaşabilirsin:

Diğer İçeriklerimiz

Ördek Masalı

Uzak diyarlarda, yemyeşil çayırlarla kaplı, gökyüzü her zaman mavi olan bir krallık vardı. Bu krallığın ortasında, ışıl ışıl parlayan bir göl yer…

Robot Masalı

Bir zamanlar, uzak bir gezegende, teknolojik bir şehir olan Mekatronya’da yaşayan küçük bir robot vardı. Adı Lumo’ydu. Diğer robotlar gibi çelikten yapılmıştı,…

Peri Kızı Masalı

Bir zamanlar, Gümüşova Ormanı’nın en derin yerinde, çiçeklerin konuştuğu, kelebeklerin şarkı söylediği büyülü bir vadi varmış. Bu vadide, insanlarca hiç bilinmeyen, minicik…

Havuz Masalı

Uzakların da ötesinde, Yıldıztepesi adında küçücük ama bir o kadar da renkli bir köy varmış. Bu köyün en büyük özelliği, her şeyin…

Paw Patrol Masalı

Adventure Bay kasabasında güneşli bir sabah başlamıştı. Ryder, Paw Patrol köpekleriyle birlikte merkezde toplantı yapıyordu. Hepsi neşeli ve enerjik görünüyordu ama o…

Horoz Masalı (2)

Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil dağların eteklerine kurulmuş, cıvıl cıvıl bir köy varmış. Bu köyün adı…