Traktör Masalı

Eklenme Tarihi: – Yazar: Mine Kaya – Kategorisi: Masal Oku

Bir zamanlar, yemyeşil tepelerin ardında, küçük bir köy vardı. Bu köyde herkes birbirini tanır, herkes birbirine yardım ederdi. Ama bu köyün en sevilen üyesi ne bir insan, ne de bir hayvandı. Bu, mavi renkli, koca tekerlekli, şirin mi şirin bir traktördü: Tonton!

Tonton yaşlı çiftçi Hasan Amca'nın traktörüydü. Birlikte her sabah gün doğarken uyanır, tarlaya gider, birlikte çalışırlardı. Ama Tonton sıradan bir traktör değildi. O duyguları olan, konuşamasa da anlayabilen, yeri geldiğinde hüzünlenen, yeri geldiğinde kahkahalar atan bir traktördü.

Hasan Amca onu her sabah motorunu okşayarak selamlardı:

"Günaydın Tonton! Hadi bakalım, işimiz çok bugün."

Tonton da moturunu "vruummm vruummm" diye sevinçle çalıştırarak karşılık verirdi.

Köyde çocuklar Tonton'u çok severdi. Özellikle küçük Zeynep, traktörün en büyük hayranıydı. Her gün okuldan gelir gelmez, Tonton'un yanına koşardı. Ona çiçekler getirir, hatta bazen sırtına tırmanıp hikâyeler anlatırdı.

Bir gün Zeynep, babasına döndü ve heyecanla sordu:

"Baba, Tonton konuşabilir mi?"

Babası gülümseyerek cevap verdi:

"Hayır yavrum, traktörler konuşmaz. Ama sen onun kalbini dinlersen, belki ne hissettiğini anlarsın."

Zeynep ciddi ciddi başını salladı. O günden sonra Tonton'u sadece görmekle kalmadı, onunla konuşmaya da başladı.

"Merhaba Tonton! Bugün nasılsın? Okulda çok güzel bir şiir öğrendim, ister misin sana da okuyayım?"

Tonton motorunu yumuşakça çalıştırır, farlarıyla göz kırpar gibi yapardı. Sanki, “Evet lütfen, çok isterim,” derdi.

Günler geçtikçe, Tonton’un içi bir garip olmaya başladı. Artık yaşlandığını hissediyordu. Eskisi gibi hızlı gidemiyor, rampalarda zorlanıyor, yağmurda motoru daha çabuk bozuluyordu.

Bir sabah, Hasan Amca ahıra geldi, Tonton’un yanına oturdu. Gözleri buğuluydu.

"Ah Tonton... Sana yıllarımı verdim, sen de bana. Ama artık yaşlandık. Yeni bir traktör almam gerek. Ama seni hurdaya çıkarmaya kıyamam. Acaba ne yapsam, seni ne yapacağım bilmiyorum."

Tonton bu sözleri duyunca ilk kez gerçek bir keder hissetti. Egzozundan çıkan duman gri değil, adeta griye çalan bir hüzündü. O gece rüzgâr biraz daha serin esti. Tonton, yalnız ve işe yaramaz hissetti kendini.

Ertesi sabah, Zeynep koşa koşa geldi. Ama Tonton’u çalışmaz hâlde buldu.

"Tonton? N’oldu sana? Neden motorunu çalıştırmıyorsun?"

Bir cevap yoktu. Sadece sessizlik ve soğumuş metalin üzerine konan bir serçe vardı.

Zeynep hemen Hasan Amca’nın yanına koştu.

"Tonton hasta! Ne olur onu bırakma!"

Hasan Amca derin bir iç çekti:

"Zeynep’im, Tonton artık yaşlandı. Yeni traktör daha güçlü, daha hızlı. Ama..."

"...ama benim de içim el vermiyor, o benim en eski dostum."

Zeynep ellerini yumruk yaptı, kararlıydı:

"O hâlde ona başka bir görev bulalım! Tonton hâlâ çok şey yapabilir. Mesela... mesela çocuklar için bir kitaplık olabilir, ya da köydeki çocukları gezdiren bir oyun arabasına dönüştürülebilir!"

Hasan Amca gözlerini açtı. Bu fikir hiç aklına gelmemişti.

"Sen ciddi misin Zeynep? Tonton'u... yeniden hayata mı döndürelim?"

Zeynep başını coşkuyla salladı.

"Evet! Onu 'Hikâye Traktörü' yapalım! İçine kitaplar koyalım, oturacak yerler yapalım, köy köy gezsin, çocuklara masallar anlatsın!"

Tonton'un farları birden hafifçe yandı. Sanki o da bu fikre sevindiğini belli etmek istemişti.

O günden sonra köyde büyük bir seferberlik başladı. Hasan Amca marangozla anlaştı, Tonton'un arka kasası söküldü, yerine kitap rafları yapıldı. İçine rengârenk yastıklar kondu. Dışına da çocukların çizdiği resimler boyandı.

Ve sonunda, büyük gün geldi. Tonton artık bir çiftlik traktörü değil, Hikâye Traktörü olmuştu!

Köyün meydanında herkes toplandı. Zeynep bir sandalyeye çıktı ve yüksek sesle bağırdı:

"Bugün, Tonton’un yeniden doğduğu gün! Artık Tonton sadece bir araç değil, çocukların hayallerini taşıyan bir dost!"

Çocuklar sırayla Tonton’un içine girdi, kitapları karıştırdı, masal anlatıcıları her gün sırayla gelip hikâyeler okudu. Hatta bazen Tonton’un üstüne projektör kuruluyor, akşamları açık hava sineması bile yapılıyordu!

Bir gece, yıldızlar altında, Zeynep Tonton’un yanına geldi ve sessizce fısıldadı:

"Bak gördün mü Tonton, artık eskisinden bile önemlisin. Senin hikâyeni herkes duyacak."

Tonton’un motoru hafifçe "pırr pırr" etti. Bu bir teşekkürdü. Belki kelimeleri yoktu ama kalbi vardı. Ve o kalp artık yalnız değildi.

Bu yazıyı paylaşabilirsin:

Diğer İçeriklerimiz

Kayıp Balık Nemo Masalı

Bir zamanlar okyanusun derinliklerinde, rengârenk mercanların saklandığı Mercan Koyu adında huzur dolu bir yer vardı. Bu koyda herkes birbirini tanır, birlikte oynar,…

Helvacı Güzeli Masalı

Vaktiyle, yedi tepenin üstüne kurulmuş güzel mi güzel bir şehirde, her sabah sokakları mis gibi helva kokusuyla uyanan insanlar yaşarmış. Bu kokunun…

Tembel Tavuk Masalı

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, gökyüzünün pamuk gibi bulutlarla süslendiği, kuşların sabah şarkılarını hiç aksatmadan söylediği yemyeşil bir köy varmış. Bu…

Traktör Masalı

Bir zamanlar, yemyeşil tepelerin ardında, küçük bir köy vardı. Bu köyde herkes birbirini tanır, herkes birbirine yardım ederdi. Ama bu köyün en…

İstanbul Posta Kodu Sorgulama Nereden Yapılır? PK81 ile Tanışın!

Büyüyen şehirler, karmaşıklaşan adresler ve hızla değişen demografik yapılar… Modern yaşamın sunduğu bu zorluklar içinde, küçük görünen ama büyük etkiler yaratan bir…

Merida Masalı

Bir zamanlar, kuzeyin soğuk ama büyüleyici bir ülkesinde, dağların eteğinde kurulmuş Dunbroch Krallığı'nda, cesur ve asi prenses Merida yaşardı. Kızıl saçları rüzgârda…