Transformers Masalı

Bir zamanlar, gökyüzünün en derin noktalarında parlayan, küçük ama güçlü bir yıldız vardı. Bu yıldızın adı Parıltı idi. Parıltı, yıldız tozundan yapılmış minik bir enerji kristaliydi ve yalnız başına, huzurlu bir galakside yaşardı.
Ama bir gün, uzayın karanlık köşelerinden gelen dev bir patlama, Parıltı'yı milyonlarca kilometre uzağa, Dünya gezegenine savurdu. Parıltı gökyüzünden bir meteor gibi düşerken, tam o sırada bir grup Transformers, yani Autobot, Dünya’yı Decepticonlardan korumakla meşguldü.
Parıltı, gecenin karanlığında mavi ışıklar saçarak ormanın ortasına düştü. O sırada Optimus Prime, Bumblebee ve Arcee bir keşif görevi için yakındaki bir kasabanın çevresindeydiler.
Bumblebee heyecanla bağırdı:
"Optimus! Gökyüzünden bir şey düştü! Çok parlaktı, sanki bir yıldız gibiydi!"
Optimus Prime başını göğe kaldırdı:
"Gördüm, Bumblebee. Bu sıradan bir meteor değildi. Hemen oraya gitmeliyiz. Arcee, bizimle misin?"
Arcee gözlerini kısmış, dikkatle ışığın düştüğü yönü inceliyordu:
"Evet, bu enerji sıradan değil... Çok tanıdık bir titreşim var."
Autobotlar, ışığın düştüğü ormana doğru hızla ilerlediler. Ağaçların arasından geçerken, küçük hayvanlar korkuyla kaçıyor, kuşlar telaşla kanat çırpıyordu. Sonunda Parıltı'nın düştüğü yere ulaştılar.
Yerde, mavi beyaz ışıklar saçan kristalimsi bir taş parlıyordu. Küçük ve narin bir enerjiydi ama içinden çıkan melodik titreşim, büyüleyiciydi.
Optimus Prime sessizce yaklaştı:
"Bu... Bir Yıldız Kıvılcımı! Cybertron'da efsane olarak bilinir."
Parıltı hafifçe titredi, sanki konuşmaya çalışıyordu:
"Ben... Parıltı'yım. Nereye geldim? Burası... Cybertron değil!"
Bumblebee şaşkınlıkla eğildi:
"Konuşabiliyor! Merhaba Parıltı, biz seni korumak istiyoruz. Burası Dünya, ama şu anda pek güvenli değil."
Parıltı tedirgince ışığını kıstı:
"Benim enerjim, tehlikeye düşerse, kötü ellere geçerse... Korkunç şeyler olabilir."
Autobotlar hemen harekete geçtiler. Parıltı'yı korumak zorundaydılar. Ancak ne yazık ki, Decepticonlar da bu parlak düşüşü fark etmişti...
Uzakta, bir dağın zirvesinde, Megatron ve Starscream bu olağanüstü enerjiyi izliyordu.
Megatron öfkeyle yumruğunu sıktı:
"Yıldız Kıvılcımı... Yıllardır peşindeyim! Eğer onu ele geçirirsem, tüm evren benim olacak!"
Starscream sinsice güldü:
"Ama Optimus Prime da onu bulmuş olabilir. Onlardan önce davranmalıyız."
Megatron emir verdi:
"Hazırlanın! Tüm Decepticonları toplayın. Bu gece, Dünya bizim olacak!"
Ertesi sabah ormanın derinliklerine gölgeler düştü. Decepticonlar saldırıya geçmişti. Optimus, Bumblebee ve Arcee, Parıltı'yı korumak için savunmaya geçti.
Optimus Prime bağırdı:
"Arcee, Bumblebee! Parıltı'yı güvende tutun! Ben Megatron’u oyalayacağım!"
Parıltı korkmuştu:
"Ben yüzünden... Hepiniz tehlikedesiniz! Kaçın!"
Bumblebee sertçe ama nazikçe cevap verdi:
"Hayır Parıltı! Biz dostlarımızı asla yalnız bırakmayız!"
Savaş başladı. Lazerler, patlamalar ve titreşimlerle dolu bir kaos... Ama tam o anda Parıltı'nın içinden bir ışık patladı. Parıltı ağlıyordu.
Parıltı haykırdı:
"Yeter! Kimse daha fazla zarar görmemeli!"
Parıltı’nın gözyaşları yere düştüğünde, enerji dalgaları tüm ormana yayıldı. Ağaçlar ışıkla titredi, savaş aniden durdu. Megatron şaşkınlıkla geri çekildi.
Megatron haykırdı:
"Bu... Bu imkânsız! Bu kadar saf enerji... beni etkiliyor!"
Parıltı, küçük bir yıldız gibi havaya yükseldi. Kalbindeki iyi niyet, tüm makineleri etkiliyordu. Decepticonlar zayıflıyor, Autobotlar güçleniyordu.
Optimus Prime gözlerini kapattı ve içtenlikle mırıldandı:
"Bu... gerçek liderlik. Güç değil, kalptir asıl önemli olan."
Parıltı yavaşça yere indi:
"Ben bir silah değilim. Ben bir umut kıvılcımıyım. Eğer siz kabul ederseniz, bu dünyada kalıp, sizinle birlikte barışı koruyabilirim."
Arcee gülümsedi:
"Sen çoktan ailemizin bir parçası oldun Parıltı."
Savaş sona ermişti. Megatron geri çekilmiş, Parıltı’nın gücüyle etkisiz kalmıştı. Orman yeniden sessizliğe büründü. Güneş doğmuştu. Otların üzerinde parlayan çiy damlaları, Parıltı’nın gözyaşları gibi parlıyordu.
Bumblebee neşeyle bağırdı:
"Birlikte her şeyi başarabiliriz, değil mi Parıltı?"
Parıltı sevecenlikle ışıldadı:
"Evet. Çünkü dostluk, her savaştan güçlüdür."
O günden sonra, Autobotlar Parıltı ile birlikte Dünya'yı sadece savaşarak değil, sevgi ve anlayışla da korumaya başladılar. Çocuklar, gökyüzünde parlayan yeni bir yıldız gördüklerinde, hep şu hikâyeyi hatırladılar:
Bir zamanlar küçük bir yıldız vardı, adı Parıltı’ydı. Onun en büyük gücü ışığı değil, kalbiydi..