Saka Kuşu Masalı: Şakacı Saka Kuşunun Hikayesi

Bir zamanlar yemyeşil bir ormanın tam ortasında, küçük ama oldukça neşeli bir kuş yaşardı. Rengârenk tüyleriyle güneşi kıskandıran bu kuşun adı Zilli idi. Zilli bir saka kuşuydu ve adını boynundaki minik altın zilinden almıştı. Bu zili, onu yıllar önce yaralıyken bulan yaşlı bir çoban ona hediye etmişti.
Zilli ormanın en tanınan kuşuydu; çünkü şarkıları sadece güzel değildi, aynı zamanda komikti! Zilli'nin en büyük eğlencesi, ormanın diğer hayvanlarına şaka yapmaktı.
Bir sabah, güneş henüz yaprakların arasından süzülmeye başlamışken Zilli, kanatlarını gerdi ve gökyüzüne doğru süzüldü.
“Bugün kime şaka yapsam acaba?” diye mırıldandı.
İlk olarak tavşan Fırfır’ı gördü. Fırfır, sabah havuçlarını toplamaya gitmişti.
Zilli sessizce uçarak Fırfır’ın sepetinin içine gizlendi. Fırfır bir havuç topladı, bir tane daha... Derken Zilli, ince sesiyle bağırdı:
“BU SEPETTE BİR TAVŞAN DAHA VAR!”
Fırfır havuçları fırlatıp olduğu yerde sıçradı. Gözleri kocaman açılmıştı.
“A-a-ama bu imkânsız! Ben kendimden başka tavşan görmedim!”
Zilli, gülerek sepetten çıktı.
“Şaka yaptım Fırfııııır! Sabah sabah biraz gülmeye ne dersin?”
Fırfır, önce biraz bozuldu ama sonra o da gülmeye başladı.
“Senin bu şakaların yüzünden bir gün kalbim duracak Zilli!”
Zilli kanatlarını çırptı ve gökyüzünde bir tur attı.
“Ama bir kalp gülmekten durursa, bence en güzel son olur!”
Böylece Zilli, gün boyu şakadan şakaya uçtu. Kimi zaman sincaplara cevizleri sakladı, kimi zaman kurbağaların göletine sahte bir yılan maketi bıraktı. Ama herkes onu seviyor, onunla eğleniyordu. Ta ki… Zilli, yaşlı baykuş Gufi’ye şaka yapana kadar.
Gufi, ormanın en yaşlı ve bilge kuşuydu. Gufi’nin bir tek gözü vardı ama ormanda olan biteni herkesten önce fark ederdi. Sessiz, sakin bir kuştu. Genelde yüksek dallarda oturur, yıldızları izlerdi.
Zilli bir gün onunla biraz eğlenmek istedi. Baykuş Gufi tam öğlen uykusuna yatmışken, Zilli, ince sesiyle taklit yapmaya başladı:
“Yangın var! Yangın var! Hepimiz kaçmalıyız!”
Gufi bir anda gözlerini açtı. Uykulu gözlerle daldan aşağı baktı.
“Neler oluyor? Nerede yangın?”
Zilli yaprakların arasından çıktı.
“Şaka şakaaa! Biraz heyecan iyidir, yaşlı baykuş!”
Ama Gufi gülmedi. Hatta kanatlarını birbirine sürttü, yüzü ciddileşti.
“Zilli… Bu hoş olmadı. Ben yaşlıyım. Kalbim artık gençliğimdeki gibi güçlü değil. Ayrıca böyle şakalar korku yaratır. Ormanda düzeni bozar.”
Zilli’nin kahkahası yüzünde dondu. İlk defa birisi onun şakasına gülmemişti.
“Ben… ben sadece biraz eğlenmek istemiştim. Kimseyi üzmek istemedim.”
Gufi hafifçe başını eğdi.
“Biliyorum. Niyetin kötü değil. Ama bazen şakalar başkalarının duygularını incitebilir.”
Zilli o gün çok düşündü. Kanatlarını yavaşça çırparak gökyüzüne yükseldi ama şarkı söylemedi. Günlerce kimseye şaka yapmadı. Ormanın hayvanları merak etti.
Tavşan Fırfır, sincap Miki, kurbağa Zıpır bir araya gelip Zilli'yi bulmaya karar verdiler.
Onu büyük çınar ağacının en tepesinde buldular. Zilli, başını tüylerinin arasına sokmuş sessizce oturuyordu.
“Zilli, neden şaka yapmıyorsun artık?” dedi Miki.
Zilli gözlerini yere çevirdi.
“Çünkü bazen insanlar gülmüyor. Gufi’yi incittim. Artık şaka yapmak istemiyorum.”
Fırfır yaklaştı ve minik patisiyle Zilli’nin sırtına dokundu.
“Ama senin şakaların bizi hep güldürdü. Sadece… belki biraz daha dikkatli olman gerekiyordur?”
Zıpır da katıldı:
“Gufi haklı olabilir ama bu senin komik ve neşeli biri olmadığın anlamına gelmez!”
Zilli biraz düşündü.
“Yani… şaka yapmaya devam edebilirim ama kimseyi korkutmadan, değil mi?”
“Aynen öyle!” dediler hep bir ağızdan.
Böylece Zilli yeniden gökyüzüne döndü. Ama bu kez şakalarını daha özenle seçiyordu.
Bir gün, sincap Miki'nin doğum günü geldi. Zilli o güne özel bir şaka hazırladı. Tüm orman hayvanlarını toplayıp onlara şöyle dedi:
“Miki bugün bir dilek diledi ve kayboldu! Onu ancak dileğini tahmin edersek bulabiliriz!”
Hayvanlar telaşlandı ama Zilli hemen güldü.
“Şaka şaka! Aslında Miki’yi sakladık ve sizler için küçük bir sürpriz doğum günü partisi hazırladık!”
Sincap Miki pastanın içinden çıktı ve herkes alkışladı. Gufi bile yüksek bir daldan gülümsüyordu.
O gün Zilli anladı ki: Bir şaka sadece gülmek için değil, aynı zamanda paylaşmak, sevgi göstermek ve bağ kurmak için de yapılırsa güzelleşirdi.
Gufi bir gün gece vakti Zilli’nin yanına geldi ve şöyle dedi:
“Artık şakaların sadece komik değil, aynı zamanda bilgece.”
Zilli hafifçe eğildi.
“Senin sayende Gufi. Artık şaka yapmadan önce kalple düşünmeyi öğrendim.”
Ve o günden sonra Zilli, ormanın sadece en komik değil, en sevilen kuşu olarak bilindi. Kanatlarında kahkaha, kalbinde sevgi taşıdı.