Kayıp Balık Nemo Masalı

Kayıp Balık Nemo Masalı

Bir zamanlar okyanusun derinliklerinde, rengârenk mercanların saklandığı Mercan Koyu adında huzur dolu bir yer vardı. Bu koyda herkes birbirini tanır, birlikte oynar, birlikte uyurdu. En neşeli balıklardan biri de küçük turuncu-beyaz çizgili bir palyaço balığıydı: Nemo.

Nemo, babası Marlin ile birlikte yaşardı. Babası biraz endişeliydi, çünkü Nemo bir gün kaybolmuştu ve onu bulmak için koca okyanusu dolaşmıştı. O yüzden şimdi onu bir an bile gözünün önünden ayırmak istemezdi.

Ama Nemo büyüyordu. Macera doluydu, hayal gücü sınırsızdı ve her gün yeni bir yer keşfetmek istiyordu.

Bir sabah, Nemo erkenden uyanıp mercanlar arasında dolaşmaya başladı. Babası hâlâ uykudaydı.

“Bugün ne yapsam, nereleri keşfem?” diye düşündü Nemo. Sonra kulağına bir ses çalındı.

“Psst! Nemo! Hey, buradayım!”

Küçük mürekkep balığı Inky, taşın arkasından başını uzattı. En yakın arkadaşıydı.

Nemo: “Inky! Ne oldu, sabah sabah neden fısıldıyorsun?”
Inky: “Büyük bir sır duydum! Mercan Koyu’nun arkasında, batık bir gemi varmış! İçinde de parlak taşlar!”
Nemo: “Gerçekten mi? Bu sadece bir efsane değil miydi?”
Inky: “Hayır! Kulağım bizzat yaşlı yengeç Cornelius’tan duydu. Hadi gidip bakalım!”

Nemo biraz tereddüt etti. Babası onu kıyıdan uzaklaşmaması konusunda defalarca uyarmıştı. Ama macera çok cazipti.

Nemo: “Peki… ama sadece biraz bakar, hemen geri döneriz!”

İkili, mercan kayalıklarının arkasına doğru yüzmeye başladılar. Renkler azaldı, su biraz karardı. Fakat heyecanları her şeye değerdi. Derken, uzakta büyük bir gölge belirdi.

Inky: “Bak! Orada! Batık gemi!”

Gerçekten de yosunlarla kaplı, dev bir korsan gemisi görünüyordu. Gövdeleri kırık döküktü ama içinden bir ışık sızıyordu.

İçeri girdiklerinde, yerde mavi ve yeşil taşlar parlıyordu. Ancak taşlara dokundukları anda, sanki bir şey uyanmış gibi etraf titredi.

Nemo: “Ne… neydi bu?”
Inky: “Belki de sadece dalgaydı?”

Ama hayır. Karanlıktan devasa bir gölge belirdi. Bu bir… aslanbalığıydı! Gözleri kıpkırmızıydı.

Aslanbalığı: “Hazineyi çalmaya mı geldiniz?”
Nemo: “Hayır! Biz sadece bakıyorduk! Lütfen izin ver!”
Aslanbalığı: “Kimse bana sormadan buraya giremez! Şimdi sizi burada tutacağım!”

Nemo ve Inky kaçmak istediler ama geminin ağzı kapanmıştı. Tuzak kurulmuştu!

Bu sırada Mercan Koyu’nda Marlin uyanmıştı.

Marlin: “Nemo? Nemoo!”
Panikle her yeri dolaştı. Yaşlı yengeç Cornelius’a rastladı.

Marlin: “Cornelius, Nemo’yu gördün mü?”
Cornelius: “Sabahleyin Inky’yle konuşuyordu… sanırım batık gemiden bahsediyorlardı.”

Marlin’in kalbi yerinden çıkacak gibi oldu.

Marlin: “Hayır, yine kaybettim onu…”

Hiç vakit kaybetmeden Dory’yi buldu.

Marlin: “Dory! Yardım et, Nemo yine kayıp!”
Dory: “Ooo, kayıp mı? Kaybolan şeyleri bulmakta iyiyim! Hadi gidelim!”

İkili hızla batık gemiye doğru yüzdü. İçeriden gelen sesleri duydular.

Nemo: “Inky, çıkamıyoruz! Ne yapacağız?”
Inky: “Belki taşlardan biri bir anahtardır?”

Tam o sırada geminin duvarında küçük bir delik açıldı ve Dory kafasını uzattı.

Dory: “Heeey çocuklar! Parti var mı?”
Nemo: “Dory! Lütfen yardım et! Aslanbalığı bizi yakaladı!”

Dory, delikten içeri süzüldü. Ama hafızası yine karışmıştı.

Dory: “Burada ne yapıyordum ben? Ha evet, oyun oynuyorduk değil mi?”
Nemo: “Hayır! Kurtulmamız lazım!”

O sırada Marlin de geldi ve aslanbalığıyla yüz yüze geldi.

Marlin: “Oğluma zarar verme!”
Aslanbalığı: “Burası benim alanım! İzinsiz girdiler.”
Marlin: “Onlar sadece çocuk! Lütfen affet onları. Hatalarından ders alacaklar.”

Aslanbalığı duraksadı. Gözleri yumuşadı. Sonunda iç çekti.

Aslanbalığı: “Ben de bir zamanlar çocukken buraya gelmiştim. Ama kimse beni dinlememişti. Gidin. Ama bu bir uyarı olsun.”

Kapı yavaşça açıldı. Işık içeri doldu. Nemo, Inky, Dory ve Marlin dışarı süzüldü. Güvendeydiler.

Nemo, babasına sarıldı.

Nemo: “Özür dilerim baba… Yine seni üzdüm.”
Marlin: “Ben de seni çok sıkıyorum, biliyorum. Ama seni kaybetmekten çok korkuyorum.”
Nemo: “Biliyorum… Ama ben de büyümek istiyorum. Keşfetmek istiyorum.”
Marlin: “Peki, bir anlaşma yapalım. Bundan sonra keşiflere birlikte çıkarız. Ama güvenli olur.”

Inky gözlerini kocaman açtı.

Inky: “Ben de gelebilir miyim?”
Dory: “Ben de! Gerçi neden geldiğimi unuturum ama yine de eğlenirim!”

Hepsi gülüştü. O günden sonra Mercan Koyu’nun çevresi Nemo’nun ve arkadaşlarının oyun alanı oldu. Ama bu sefer dikkatliydiler. Macera, keşif ve arkadaşlık, onların hayatını daha da güzelleştirmişti.